Azot’un Akciğer ve Solunum Sistemi Üzerinde Olumsuz Etkileri

Yazının kaleme alınmasındaki sebebi gaye, 7 Haziran 2019 sabahı hava durumu ve hava kalitesinin kontrolü amacıyla, ilgili internet sitelerinde yapılan taramada NO2 ibaresinin karşısında her hangi bir değerin bulunmamasından kaynaklanmaktadır.

Özetle; 7.6.2020 – Pazar sabahı saat 06:49 itibariyle hava puslu güneşli ve 17 ºC ‘dir. Diğer veriler Tablo-1’de yer almaktadır.

Tablo-1, Hava Durumu

Hava kirliliği ile ilgili analizler günlük olarak yapıldığından, ilgili yerel internet sitesinden verilere ulaşıldığında, aşağıda Tablo-2’den anlaşılacağı gibi hava kalitesinin iyi ve açık hava sporları için güzel bir hava olduğunun aktarıldığı gözlenmiştir.

Tablo-2, Hava Kirliliği Raporu

Meteoroloji ve hava kirliliği ile ilgili analizler, yerel ve uluslararası kuruluşlar tarafından yapılmakla, yerel verilere göre hava kalitesi “iyi = 41 puan”. Ancak bazen yerel ile uluslararası verilerin analizinde farklı sonuçlar ile karşılaşılmaktadır. Örneğin, Dünya hava kirliliği verilerini inceleyen kuruluşun sonuçlarına ulaşılmış ve Tablo-3’te görüldüğü üzere, yabancı analizine göre kent Antalya’nın hava kalitesi 58 puan ile ifade edilmiş ve bu puan da “orta” derecede bir hava kalitesidir.

Tablo-3, Antalya Hava Kalitesi

Peki orta derece demek ne demek? Bu soru da şöyle cevaplanmış “bazı kirleticiler, hava kirliliğine alışılmadık derecede hassas olan çok az sayıda insan için orta derecede bir sağlık sorunu olabilir”.

 

Tablo-4 Orta (ılımlı) Derece Ne Demek
Tablo-4 Orta (ılımlı) Derece Ne Demek

Tablo-3’e dikkali bakınca bir ifadenin (NO2) karşısında değer yer almadığı görülmektedir. Peki nedir bu NO2?

Sonucu itibariyle NO2 de bir hava kirleticisidir.  Bu konuyu Tarımsal Faaliyetlerin Çevre Kirliliği Üzerine Etkileri  ‘nin açıklandığı bir bilimsel çalışmadan aktaralım ve havanın kalitesinin NO2’den nasıl etkilediğini öğrenelim.

Azotlu gübrelerin toprağa vermiş oldukları zararlardan asit karakterli olanları, toprağın asitlik derecesini yükseltmektedir. Asidik topraklara amonyum sülfat gübresi verilirse, asitlik derecesi daha da yükselir. Bu ise, topraklarda bazı besin maddelerinin alınmaması, asit katyonların zehir etkisi yapacak derecede artması, mikroorganizma faaliyet ve yaşamlarını sınırlaması gibi olumsuz etkiler ve zararlar meydana getirmektedir. İnsanlarda A-vitamini noksanlığı, hayvanlarda üreme güçlüğü, yavru atma ve süt üretimi azalması gibi sorunların, sulardaki azot yoğunluğu ile yakından ilişkisi olduğu bildirilmektedir.

Azot oksit, seralarda oluşan en önemli gazlardan biridir. Oluşan diğer önemli gazlar ise karbondioksit (CO2), metan (CH4), ozon (O3) ve kloroflorokarbonlar (CFCs)’dir. Seralarda açığa çıkan N2O gazının önemi, CO2 ve CH4 gazlarınınkine yakın olmakla birlikte, N2O gazının parçalanması daha yavaş cereyan etmektedir. Anonim bir yaklaşıma göre açığa çıkan N2O gazı atmosferde 100-175 yıl kadar kalabilmektedir.

Yeryüzündeki toplam azot oksit salınımının yılda 30 milyon tonu bulduğu sanılmaktadır. Sera etkisi yeryüzünde iklim değişmelerine ve ısı artışlarına neden olmaktadır. Küresel ısınmaya katkıları bakımından CO2, CH4, N2O ve CFCs’in yüzde oranları sırasıyla %47, 14,10 ve 29 olarak kabul edilmektedir.

Azot, yedi çeşit oksit meydana getirmekle birlikte bunlardan hava kirleticisi olarak en önemlileri azot monoksit (NO) ve azot dioksit (NO2)’dir. Her iki gaz da yüksek konsantrasyonlarda (>50 ppm) toksik ve öldürücü etki gösterirler, ancak atmosferdeki konsantrasyonları bu seviyenin çok altında olduğundan, esas olarak akciğer ve solunum sistemi üzerinde olumsuz etkileri söz konusudur.

Buraya kadar yapılan açıklamalardan anlaşılacağı üzere çeşitli formdaki azot bileşiklerinin her biri, toprakta belirli reaksiyonlarla değişime uğramakta ve bazı zararlı sonuçlar meydana getirmektedir. Bütün bunlara karşı alınabilecek önlemler: aşırı dozda azot gübresi kullanmama, toprak özellikleri ve kültür bitkisinin cinsine uygun azot gübresi türünü seçme, gübreleme sonuçlarını analizlerle sürekli bir şekilde izleyerek kontrol altında bulundurmaktır.

Sonuç:

7.6.2020 – Pazar günü sabahı erken saatlerde başlayan 30 km’lik bir koşu antrenmanı esnasında, aşağıda gösterilen güzergah çevresinde bisiklet sürmeye/spor yapmaya ayrılmış alanlar dahil olmak üzere ve yol boyunca; taşıt araçlarının egzos gazı kokusuna ilaveten gübre kokusu ve yakılan bitkilerin kokusu da hissedilmiştir.

30 Km’lik Koşu Güzergahı

Kaynak:

https://www.accuweather.com/tr/tr/antalya/316939/weather-forecast/316939

https://waqi.info/tr/#/c/36.89/30.73/13.7z

Yıldız, N.A. Tarımsal Faaliyetlerin Çevre Kirliliği Üzerine Etkileri. Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü, Bitki Besleme Ana Bilim Dalı Başkanı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir