”Sevgili Anneciğim,
İki yıldır ayrı yaşadığımız bu hayat artık bitiyor. Sana ve aileme kavuşacağım için çok mutluyum.
Okulumuz artık hastane olacağı için bizi İstanbul’daki okullara göndereceklermiş. Öğretmenlerimizin büyük kısmı da askere gidiyor, üst dönemlerdeki ağabeylerimiz ise gönüllü olarak askere gideceklermiş. Türkçe öğretmenimiz bugün sınıfa geldi ancak çok durmadı, o da bize veda etti. Giderken bize vakti geldiğinde vatana yapılan hizmetin okulda verilen hizmetten daha kutsal olduğunu söyledi.
Kısa zaman önce sokaklardan askerler geçmeye başladı. “Çanakkale içinde Aynalı Çarşı, Anne ben gidiyom düşmana karşı” türküsünü söyleyerek yürüyorlar. Kimileri at sırtında kimileri develerle yol alıyorlar. Top arabaları ve mekkareler de onlara eşlik ediyor. Savaş çıkacağını söylediler. İngiliz ve Fransız gemilerinin boğazda dolaştığını duyduk. Gemiler buraları vuracakmış, ancak yakında İstanbul’a gideceğimiz için ben bunları göremeyeceğim. Oysa görmek isterdim. Sonunda size kavuşacağımı biliyorum.
Babamın ve siz anneciğimin ellerinden öperim, kardeşlerime selam ederim.
Oğlunuz Seyfullah.”
Çanakkale Marşı
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Ana ben gidiyom düşmana karşı
Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Çanakkale içinde bir uzun selvi
Kimimiz nişanlı kimimiz evli
Çanakkale’den çıktım başım selamet
Anafarta’ya varmadan koptu kıyamet
Çanakkale içinde dolu bir testi
Analar babalar ümidi kesti
Çanakkale içinde sıra söğütler
Altında yatıyor arslan yiğitler
Çanakkale sende vurdular beni
Sevdiğimin mendiline sardılar beni
Çanakkale boğazı dardır geçilmez
Kan olmuş suları bir tas içilmez
Atar çavuş atar vururlar seni
Ölmeden mezara koyarlar beni
Çanakkale’sinde akıyor dere
Hesapsız düşmanlar döküldü yere
Çanakkale’sinde toplar inliyor
Topçular düşmanı görüp mimliyor
Arıburnundan çıktık yan basa basa
Hep düşmanlar kaçıyor kan kusa kusa
Çanakkale içinde kasap olur mu
Verilen, şehitden hesap olur mu?
Derleyen: İhsan Ozanoğlu